Delüzyonel Bozukluk Delüzyonel bozukluk, kalıcı ve değiştirilemeyen organize olmayan düşünce ve davranışların olmadığı, halüsinasyonların ve anormal affektin bulunmadığı inatçı delüzyonlardan oluşur. Bu bozuklukta genellikle kişilik yapısı bozulmaz. Hastaların fonksiyonel kapasiteleri yüksek olmasına rağmen, fazla duyarlı ve tetikte olmaları nedeniyle sosyal ortamlarda izole olabilirler. Rahatsızlık genellikle 40 yaşından sonra ortaya çıkmaya başlar. Kişilerde bazal gangliyon ile limbik sistemde farklı bozukluklar olabilir. Ancak bu rahatsızlık genellikle psikososyal sorunlardan kaynaklanır. Bu kişilerin arasında zalim ve güvenilmeyen ebeveynler, baskıcı bakıcılar bulunabilir. İnsanlardaki körlük, sağırlık, yalnızlık, sosyal izolasyon, ileri yaş, çevre değişimi gibi etkenler risk faktörleri arasında yer alır. Hastalarda kabul görmeyen fikirleri savunma içgüdüsü bulunur. Küçük düşme, utanç, aşağılık duygularını reddedip, kabul etmedikleri duyguları diğerlerine yansıtırlar. Delüzyonların ya da delüzyonun içeriği oldukça değişkendir. Hastalara teşhisin konulması için, inatçı ve açık sesli halüsinasyonlar, şizofrenik semptomlar ve beyin hastalığının olması gerekir. Delüzyon Bozukluk Belirtileri Nelerdir?
Alt Türleri
Delüzyon Bozuklukta Ayırıcı Tanı Nasıl Konulur? Delüzyon bozuklukla birlikte ortaya çıkan medikal ve nörolojik bozukluklar arasında deliryum, demans, B12, folat, niasin ve tiamin eksikliği, epilepsi, tümör gibi limbik sistem patolojileri bulunur. Bunların dışında majör depresif bozukluk, paranoid kişilik bozukluğu, bipolar bozukluk, paranoid şizofreni gibi psikiyatrik bozukluklar delüzyonel bozuklukla birlikte olabilir. Bunların ayırıcı tanısının yapılması gerekir. Delüzyon Bozukluk Tedavisi Nasıl Olur? Bu sorun hastaların %30-50'sinde kronik hale gelir. Delüzyonları olan duygu durum bozukluklarında ya da şizofreni hastalarında farmakolojik tedaviye yanıt daha kötü olur. Bu hastalar yüksek dozda antipsikotiklerle tedavi edilmelidir. Hastalarda güven eksikliği bulunduğundan, psikoterapi uygulamak zor olabilir. Hastaların çoğu bir işte çalışır, çevresindeki kişilere zarar vererek yaşamlarını sürdürürler. Hastaların tehlikeli olması halinde hastaneye yatırılması gerekir. Hastalarda sık gerçekleşen depresyon durumunda sakinleştirici ve antidepresan ilaçlar kullanılabilir. |