Anksiyete bozukluğu, kısaca kaygı olarak tanımlanabilir. İnsanların dış ortamdaki durumlara karşı gösterdiği koruyucu tepkilerin genel anlamıdır. Eğer kişinin denetimi dışına çıkan olaylar gerçekleşiyorsa, bu sistemin bozulduğunu gösterir. Kişinin olaylar karşısında sürekli olarak gergin durumda olması, bu sorunun etkisi altında olduğunu gösterir. Oysaki kaygı, yaşamın doğal bir parçasıdır. Herkesin günlük hayatta yaşayabileceği kaygılar bulunmaktadır. Bu kaygılar hafif şiddette olduğu sürece sorun yaratmaz. Ancak endişelerimiz hayatımızı kısıtlamaya başlıyorsa, mutlaka tedaviye ihtiyacımız olduğunu kabul etmeliyiz. Kaygı yaşayan kişiler, yoğun duygular içerisinde oldukları olayları, kaygıya sebep olan neden ortadan kalksa da sonlandıramazlar. Örneğin, uçaktan korkan bir kişi, uçağa binmeyerek seyahat haklarını kısıtlar; kedilerden korkan bir kişi, kedinin bulunabileceği ortamlara girmeyerek yaşamını kısıtlamaya devam eder. Bu korkular tedavi edilmezse ömür boyu devam edebilir ve daha olumsuz sonuçlara sebep olabilir. Kaygılarımızın hayatımızı kısıtlamasına izin vermemeli ve yaşamın tadını çıkarmalıyız. Anksiyete Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
Anksiyete Bozukluğu Nasıl Gelişir? Gündelik yaşamda yaşanacak stresler, hastalığın oluşumunda önemli bir role sahiptir. Çocukluk ve ergenlik dönemlerinde başlayan hastalık, yavaş bir gelişme gösterir. Zaman içerisinde yaşanan inişler ve çıkışlar hastalığın belirtileri arasındadır. Stresli dönemlerde en üst düzeyde yaşanır. Hastalık, kişilerde kalıtsal nedenlerle olduğu kadar, kişilik yapısı, beyin yapısındaki değişiklikler ve stresli olaylar sonucunda da gelişebilir. Hastalıkta yaşanan fiziksel belirtiler sebebiyle, genellikle başka hastalıklarla karıştırılarak tedavinin geciktirilmesi olasılığı bulunur. Doğru teşhiste bulunulması, yaşanan kaygılara göre tedavi uygulanmasını sağlar. Anksiyete Bozukluğu Tedavi Edilebilir mi? Anksiyete bozukluğu, bir psikiyatri uzmanına başvurarak tedavi edilebilecek bir hastalıktır. Öncelikle, şikayetlerinizin başka bir hastalık sebebiyle olup olmadığı kontrol edilerek tedaviye başlanacaktır. Tedavide psikoterapinin yanında, ilaçların kullanılması da gerekli olabilir. Tedavinin nasıl yapılacağına doktorunuz karar verecektir. Her insana uygulanacak tedavi şekli farklı olacaktır çünkü herkesin yaşadığı kaygılar da farklıdır. Tedavide kullanılacak ilaçlar antidepresan ve anksiyolitik etkisi olan ilaçlardır. Bu ilaçların bağımlılık yaratma riski bulunmamaktadır ve ciddi yan etkileri de yoktur. Kaygıları gidermeye yarayan benzodiazepin grubundan olan ilaçlar ise yeşil reçete ile satılan ilaçlardandır. Bu ilaçların doktorun önereceği dozlarda ve şekillerde kullanılması gerekir. Kullanılacak ilaçların etkisi belli bir süre sonra başlayacağından dikkatli olmalı, belirtiler tam olarak geçene kadar ilaçlar kullanılmalıdır. Hasta iyileştikten sonra en az bir yıl daha ilaçlara devam etmelidir. Ekstra Bilgiler Anksiyete bozukluğunun tedavisinde kullanılan ilaçlara ek olarak, yaşam tarzı değişiklikleri ve destekleyici terapiler de önemlidir. Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek, yeterli uyku almak ve stresi yönetmek bu süreçte yardımcı olabilir. Ayrıca, mindfulness ve meditasyon gibi teknikler de anksiyete belirtilerini hafifletmeye yardımcı olabilir. Bu yöntemler, genel sağlık ve iyilik halini artırarak tedavi sürecini destekler. |