Anksiyete Tedavisi Anksiyete, kaygı, tasa, korku ve evham şeklinde görülen derin iç sıkıntısı ve kalp sıkışmasıdır. Hafif bir kaygıdan derin bir korku durumuna kadar çeşitli şekillerde ortaya çıkmaktadır. Anksiyete, kişinin özellikle hiçbir neden olmaksızın kendini huzursuzluk ve korku içinde hissetmesi ve riskli beklemenin verdiği sıkıntıyı yaşamaya başlamasıyla karakterizedir. Anksiyete, kişiye özgü bir hastalık olmasının yanı sıra, halk arasında da panik atak benzeri korkulu anlar ve bu tür davranışlarla değerlendirilerek tanı konulmaktadır. Farklı bir biyolojik veya fizyolojik sorun teşkil etmediği sürece bedende başlayan ağrılar ve sızılar psikolojik nedenlerle ortaya çıkan bozukluklardır. Anksiyete, bir uyarı sinyalidir; bir şeyin yapılması gerektiğini uyaran subjektif bir alarmdır. Bu kişiler, günlük olaylar karşısında beklentinin üzerinde büyük bir tasa seviyesini yaşar. Zihni genellikle felaket senaryolarıyla doludur. Örneğin, çocuğu eve bir ya da iki saat geç geldiğinde, bu gecikme "mutlaka izinsiz bir yere uğradı" veya "acaba çocuğumu kaçırdılar mı?" gibi tasa ve kaygılara yol açar. Kişiler olaylar karşısında hafif bir korku endişesinden panik derecesine kadar farklı yoğunluklarda kaygı yaşayabilirler. Bu nedenle, kaygı bozukluğuna sahip kişilerin sadece bu durumlarla değil, hemen her duruma bağlı olarak belirli bir yer, zaman veya durum olmaksızın çok ya da az kaygı yaşaması söz konusudur. Anksiyete Bozukluğu Olan Kişilerin Genel Özellikleri Kişiler, halk arasında endişeli ve kuruntulu bir yapıya sahiptir. Huzursuz, sabırsız, fazla heyecanlanan ve ürkek kişilerdir. Vücut ve yüz ifadeleri oldukça gergindir. Cilt yüzeyi soluk, el, ayak ve koltuk altları gibi ter bezlerinin yoğun olduğu bölgeler oldukça terler. Baş ağrıları, alın ve ensede ağrılar başlayabilir. Bunlarla birlikte boyun ve sırt ağrıları da eklenebilir. Çoğu kişi, önemsiz bulgularda bile panikleyebilir veya bu bulgular üzerinde olumsuz sonuçları düşünebilir. Endişe görülen konular nedeniyle, bu kişiler yaşanmamış olaylardan korku ve keder duyarlar. Farklı durumlarda, olabilecek en kötü olayların başına geleceğini düşünerek sürekli gam içinde olduklarını ve ağlamaya hazır olduklarını hissederler. Bu kabuslar, birbirine benzeyen korkulu rüyalar şeklinde de ortaya çıkabilir. Anksiyete Bozukluğunun Belirtileri
Anksiyete Tedavisi Nasıl Olur? Hekimler, hastaları bilgilendirerek acele etmeden ve eleştirmeden dinlemelidir. Hastayı ikna etmek ve semptomların kökenini açıklamak oldukça önemlidir. Bu hastalığın nedenlerini teşhis ederek hastaya uygun ilaç tedavisi uygulanmalıdır. Psikolojik rahatsızlıkların yanında fiziki rahatsızlıklar da göz önünde bulundurulmalıdır. Akut panik nöbetleri, miyokard enfarktüsünün belirtilerini taklit edebileceği için ayrıntılı tetkikler yapılmalıdır. Hastalığın belirtilerine göre tedavi süreçleri planlanır. Psikoterapi, anksiyete tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Bilişsel davranışçı terapi (BDT), hastaların olumsuz düşünce kalıplarını ve davranışlarını değiştirmelerine yardımcı olur. Ayrıca, gevşeme teknikleri, meditasyon ve düzenli egzersiz de anksiyete semptomlarını hafifletebilir. İlaç tedavisi de anksiyete bozukluklarının tedavisinde önemli bir rol oynar. Antidepresanlar, anksiyolitikler ve beta blokerler gibi ilaçlar, semptomları hafifletmek için kullanılabilir. Ancak, ilaç tedavisi mutlaka bir hekim kontrolünde yapılmalıdır. Anksiyete bozuklukları, tedavi edilebilir durumlar olup, erken müdahale ve uygun tedavi ile büyük ölçüde kontrol altına alınabilir. Kişisel farkındalık ve destekleyici sosyal çevre de tedavi sürecinde önemli rol oynar. |