İnsanoğlu, tabiatı gereği yalnız yaşayamamakta ve sosyal hayata ihtiyaç duymaktadır. Bu ihtiyaç doğrultusunda insanlar belirli bir amaç için bir araya gelerek örgütlerin yapısını oluştururlar. Örgütler ticari, sosyal, siyasi olabileceği gibi terör örgütü şeklinde de olabilir. Yani, toplanış amacına göre örgütlerin çeşitleri bulunmaktadır. Örgütler, kendi bünyesindeki insanları koordine etmek ve belirli bir düzene sokmak için örgütsel bağlılık çerçevesinde faaliyetler yürütmektedir. Örgütsel Bağlılık Çeşitleri Duygusal Bağlılık: Duygusal bağlılık, örgütsel bağlılığın en önemli ve işlevsel türlerinden biridir. Birey, mensup olduğu örgüte gönüllü olarak bağlanmakta ve bu bağlanma sonucu normal potansiyelinin üstünde performans gösterebilmektedir. Duygusal bağlılık, bireyin çıkarıyla örgütün çıkarı örtüştüğünde ortaya çıkabildiği gibi örgüt propagandası veya kişinin duygusal zafiyetleri sonucu da gelişebilmektedir. Özellikle meşru olmayan örgütlerde, kişinin zafiyetine ek olarak örgüt propagandası sonucu birey, gelişen olayları sabit bir bakış açısıyla yorumlamakta ve daima mensup olduğu örgütü haklı görmektedir. Meşru örgütlerde ise duygusal bağlılık sonucu kişi işine daha çok motive olarak sarılır ve bundan dolayı hem örgüt fayda görür, hem de işini severek yaptığından dolayı birey fayda sağlar. Sürekli Bağlılık: Sürekli bağlılık türünde, birey örgüt içerisinde geçirdiği zaman ya da harcadığı emek dolayısıyla örgütsel bağlılığı perçinleşir. Örgütten ayrıldığında karşılaşabileceği zorlukları göz önüne alarak birey, örgüt içerisinde kalmaya devam eder. Bu bağlılık türünde motivasyon düşük kalabilir ve birey kendisini zorlayarak örgüt içerisinde devamını sağlar. Normatif Bağlılık: Normatif bağlılıkta, birey mensup olduğu örgüte karşı sadakat içerisinde görev alır ve bu sadakat sonucu örgütsel bağlılık üst düzeyde gerçekleşir. Örneğin, işsiz birisine örgüt içerisinde bir iş verildiğinde ya da çalışanın mevkisi yükseltildiğinde kişide bir minnet duygusu oluşur. Bu minnet duygusu, örgüte karşı sadakat ve güven içerisinde bağlı kalmasını sağlar. Aynı şekilde, ruhsal ve karakter olarak sağlam olmayan kişileri yasal olmayan örgütler bünyesine alarak bu kişilere değer verdiklerini gösterir ve böylece bu kişileri örgüt içerisinde kendilerine bağımlı bir şekilde kullanabilirler. Örgütsel Bağlılığı Etkileyen Faktörler Örgütsel bağlılığı etkileyen çeşitli faktörler bulunmaktadır:
Genel olarak aktardığımız bu faktörleri kültürlere veya gelenek ve göreneklere göre çoğaltmamız mümkündür. Bu makalemizde sizleri örgütsel bağlılık hakkında bilgilendirmeye çalıştık. Umarım faydalı olmuştur. İyi günler. |
Başak
12 Ağustos 2024 PazartesiÖrgütsel bağlılık konusunu ele alırken, bireylerin sosyal hayatta nasıl bir araya geldiklerini ve bunu nasıl bir yapı oluşturduklarını düşünmeden edemiyorum. Duygusal bağlılık, bireyin kendini örgütle özdeşleştirmesi açısından ne kadar önemli bir unsur. Acaba, bu tür bir bağlanma her zaman olumlu sonuçlar doğuruyor mu? Özellikle meşru olmayan örgütlerde, bireylerin duygusal zafiyetleri üzerinden manipüle edilmesi durumu beni endişelendiriyor. Sürekli bağlılık da ilginç; bireyler çoğu zaman zorla mı kalıyor yoksa gerçekten bir aidiyet hissi mi taşıyorlar? Normatif bağlılık ise, minnet duygusunun bireyleri nasıl etkilediği konusunda merak uyandırıyor. Belki de bu tür ilişkiler, bireylerin kendilerini değersiz hissetmesine yol açıyordur. Eğitim durumu ve ekonomik koşullar gibi faktörlerin örgütsel bağlılık üzerindeki etkileri de düşündürücü; bu durumlar bireylerin örgütle ilişkisini ne denli şekillendiriyor? Genel olarak, örgütsel bağlılık üzerine yapılan bu değerlendirmeler, sosyal dinamikler açısından ne kadar derin ve karmaşık bir yapı ortaya koyuyor.
Cevap yazAdmin
12 Ağustos 2024 PazartesiÖrgütsel Bağlılık ve Duygusal Bağlantılar
Başk, örgütsel bağlılık konusu gerçekten de bireylerin sosyal hayatta bir araya geliş biçimlerini ve oluşturdukları yapıları anlamak açısından önemli bir alan. Duygusal bağlılık, bireylerin kendilerini örgütle özdeşleştirmesi açısından kritik bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bu tür bir bağlılığın her zaman olumlu sonuçlar doğurmadığını da unutmamak gerekiyor. Özellikle meşru olmayan örgütlerde bireylerin duygusal zafiyetlerinin istismar edilmesi, bu durumun tehlikeli boyutlarını gözler önüne seriyor.
Sürekli Bağlılık ve Aidiyet Hissi
Sürekli bağlılık kavramı üzerinde düşündüğümüzde, bireylerin bu bağlılık içinde zorla mı yoksa gerçek bir aidiyet hissiyle mi kalmayı tercih ettiklerini sorgulamak oldukça önemli. Zorunlu bağlılık, bireylerin kendilerini özgür hissetmemelerine neden olabilirken, gerçek bir aidiyet hissi, bireylerin motivasyonunu ve örgüte olan bağlılıklarını güçlendirebilir.
Normatif Bağlılık ve Minnet Duygusu
Normatif bağlılık ise minnet duygusunun etkisi açısından dikkate değer. Bireyler, bir örgüte bağlılık hissettiklerinde, bu bağlılıktan doğan minnet duygusu zamanla kendilerini değersiz hissetmelerine yol açabilir. Bu durum, bireylerin kendilerini sürekli bir borç altında hissetmelerine neden olarak, örgütsel bağlılıklarını olumsuz etkileyebilir.
Eğitim ve Ekonomik Koşulların Etkisi
Eğitim durumu ve ekonomik koşullar gibi faktörlerin örgütsel bağlılık üzerindeki etkileri de oldukça düşündürücü. Bu unsurlar, bireylerin örgütle olan ilişkilerini şekillendirirken, aynı zamanda bağlılık düzeylerini de etkileyebilir. Örneğin, eğitim düzeyi yüksek bireylerin, daha eleştirel bir bakış açısına sahip olmaları sebebiyle örgütle olan bağlarını sorgulama eğiliminde olmaları muhtemeldir.
Sonuç olarak, örgütsel bağlılık üzerine yapılan bu değerlendirmeler, sosyal dinamiklerin ne denli derin ve karmaşık bir yapı ortaya koyduğunu gösteriyor. Bireylerin örgütle olan ilişkileri, sadece duygusal bağlarla değil, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve kültürel faktörlerle de şekillenmektedir. Bu bağlamda, örgütlerin bireylerin ihtiyaçlarını ve duygusal durumlarını göz önünde bulundurarak, sağlıklı bir bağlılık ilişkisi geliştirmeleri kritik öneme sahiptir.