Psikopati, ruhsal bozukluklardan biri olan ve genellikle antisosyal kişilik bozukluğu ve sosyopati başlıkları altında değerlendirilen bir durumdur. Psikopatiye sahip bireyler, empati duygusundan tamamen yoksun olarak tanımlanabilirler. Çoğunlukla doğuştan veya küçük yaşlarda geliştiği düşünülmektedir ve bu yüzden sonradan görülme ihtimali düşüktür.

Psikopatinin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, çoğu psikolojik rahatsızlığın temelinde olduğu gibi serotonin ve kortikotropin gibi kimyasal dengesizliklerden kaynaklandığı düşünülmektedir. Sinirsel işleyiş bozukluklarının dışında, bireyin yetiştiği ortamlar, şiddet, taciz, tecavüz gibi travmatik olaylara maruz kalması veya kötü alışkanlıklar ve madde bağımlılığı gibi etkenler de psikopatiyi tetikleyen nedenler arasında yer alır. Temel olarak, psikopat bireyler görünür ve gizli olmak üzere iki ana grupta incelenebilir.

Görünür psikopatlar, kendilerine veya başkalarına verdikleri zararları çoğu zaman plansız ve spontane bir şekilde gerçekleştirirler. Bu bireyler kısa süre içerisinde fark edildikleri için, yapılan tetkiklerin ardından durumlarına göre akıl hastaneleri veya cezaevlerine sevk edilirler. Psikopatların yaklaşık %10'unu oluşturan bu grup, genel popülasyonda daha az rastlanır.

Gizli psikopatlar, daha sık rastlanan ancak daha zor fark edilen bir grubu oluşturur. Bu bireyler, ebeveynleri, çocukları veya eşleri gibi sadece kontrol altına alabildikleri kişilere genellikle psikolojik, nadir olarak da fiziksel işkencelerle baskı kurarlar. Planlı hareket ederler ve kendilerini zora sokacak durumlardan olabildiğince uzak dururlar. Görünür veya gizli her iki grubun da acı çekme anlayışı hemen hemen yoktur ve "normal" kavramının kapsamı diğerlerine göre oldukça geniştir. Bu yüzden bedensel açıdan sıra dışı tanımlanabilecek, acı eşiği yüksek şiddet eylemleri dahi onlar için normaldir ve bu tarz şiddet içerikli eylemleri kendilerinde ve başkalarında uygulamaktan çekinmezler.

Psikopati, tedavisi oldukça zor olan bir ruhsal bozukluktur. Psikopat bireyler gözetim altında tutuldukları dönemde zararsız görünmeyi düşünebilir ve başarabilirler. Psikopatların büyük bir kısmı akıl hastası olarak kabul edilmez; bilinçleri yerindedir fakat kontrol altında tutulmadıkları müddetçe zarar verme eylemine devam ederler. Bu yüzden psikopati teşhisi konan bireyler, akıl hastanesi veya cezaevleri gibi gözetim altında tutulabilecekleri yerlerde bulunmalıdırlar.

Psikopat bireylerin toplumda yer alması, çevrelerindeki insanlar için büyük bir tehlike arz edebilir. Psikopatlar, manipülatif davranışlar sergileyerek çevrelerindeki insanlara zarar verebilirler. Bu yüzden, psikopati belirtileri gösteren bireylerin erken teşhisi ve uygun tedavi yöntemlerinin uygulanması, toplum sağlığı açısından son derece önemlidir.

Psikopati, sadece bireyin kendisine değil, aynı zamanda çevresindeki insanlara da ciddi zararlar verebilecek bir durumdur. Bu yüzden, psikopat bireylerin tespiti ve uygun tedavi yöntemlerinin uygulanması, hem bireyin kendisi hem de toplum sağlığı açısından büyük önem taşır. Psikopatinin anlaşılması ve tedavi edilmesi üzerinde yapılacak çalışmalar, ruh sağlığı alanında önemli bir katkı sağlayacaktır.