Amigdala, beyinde bulunan ve duygusal işlemlerde önemli bir rol oynayan bir bölümdür. Temporal lobların derinliklerinde yer alan ve badem şekline benzeyen bu yapı, hipotalamusun hemen üzerinde bulunur. Genellikle az bilinir, ancak bu durum amigdalanın önemsiz olduğu anlamına gelmez. Aksine, beynin kritik fonksiyonlarından sorumlu olan önemli bir parçasıdır. Her insanda, kulaklardan birkaç santimetre uzakta bulunan iki adet amigdala bulunur. Bu amigdalalar, duygusal ve zihinsel durumlarla ilişkilendirilen küçük kitlelerdir. İsmi, şeklinin bademe benzetilmesinden dolayı Yunanca kökenli "Amigdala" kelimesinden gelmektedir.

Amigdalanın fonksiyonları insan vücut yapısı için çok önemlidir. Bu yapının olmaması, tüm duyguların kaybedilmesi anlamına gelir. Amigdala, bireylerin duygusal ve sosyal tepkimelerinin yanı sıra yaşadıkları ve hatırladıkları anılardan da sorumludur. Amigdala, sinir hücrelerinin beyinde bulunan neokorteks ve görsel korteks gibi merkezlere bağlanması ile fonksiyonlarını gerçekleştirir. Aynı zamanda amigdala, sinir sistemi içinde önemli bir yere sahip olan limbik sistemin de kritik bir parçasıdır. Amigdala ile ilgili ilk bilgiler on dokuzuncu yüzyılda ortaya çıkmıştır. İnsanların duygusal olarak hissettikleri tüm hislerin oluşmasını sağlayan beyin kitlesidir. Amigdala, bir insanın tüm anılarını ve yaşantısını depolama görevi üstlenir.

Amigdala, kadınlar ve erkekler arasında yapılan araştırmalarda, yaşanan sosyal yaşantıya ve duygusal tepkilere karşı farklılıklar göstermiştir. Bir insanın başka bir insanın içinde bulunduğu duyguları hissetmesini sağlayan aslında amigdalanın kendisidir. Buna en iyi örnekler korku, mutluluk ve aşk gibi duygulardır. Yani bir insanın hissettiği korkuyu aynı anda sizin de hissetmenize neden olur. Örneğin, birinin öldürüldüğünü görmek veya öldüğünü görmek gibi.

Amigdala, aynı zamanda insanların duygusal olaylara karşı vereceği tepkilerden de sorumludur. Örneğin, geçirdiği korku dolu bir olayda kendini koruma içgüdüsünün devreye girmesini sağlar. Aynı zamanda, yaşanan bu korkunç olayın hafızada depolanmasını sağlayarak tekrar yaşanması durumunda hatırlatıcı olarak karşımıza çıkar.

Her insanda bulunan amigdalalar bozuk olduğunda veya zarar gördüğünde, kişilerin çok korkunç olaylarda bile tepki vermediği gözlemlenmiştir. Bu durum, amigdala ile korku arasındaki ilişkinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Birçok yapılan amigdala araştırmasında hem davranışsal hem de duygusal problemlerin sebep olduğu belirlenmiştir.

Amigdalası normalden daha büyük olan bireylerde ise bipolar bozukluk meydana gelir. Bu tür kişilerde, çok küçük korkuları bile büyük boyutlarda hissetme durumu gözlemlenmiştir. Amigdala da meydana gelebilecek olan bozukluk ve rahatsızlıklar, kişilerin psikopat davranışlar sergilemesine neden olabilir. Günümüzde halen araştırmaları devam eden amigdalanın, yaşananları nasıl depoladığı, duyguların ne şekilde işlediği ve yeniden nasıl gün yüzüne çıkarmayı başardığı tam olarak anlaşılamamış ve bulunamamıştır. Araştırmalar halen devam etmektedir.