Ruh sağlığı, bireylerin fiziksel sağlıkları kadar önemsenmesi gereken bir konudur. Bir kişinin kendiyle, çevresindeki insanlarla ve toplumun her kesimiyle barış içinde olabilmesi, bu unsurlar arasında denge kurabilmesi ve uyum sağlayabilmesi için gereken çabayı göstermesi, ruh sağlığının korunmasını mümkün kılar. İnsanlar yaşamları boyunca üzüntü, kaygı, öfke, korku, heyecan ve kıskançlık gibi duyguları deneyimlerler ve bu duyguların etkisi altında hareket ederler. Bu duyguların birinin uzun süre kişi üzerinde etkili olması halinde ruh sağlığının bozulması kaçınılmaz hale gelir. Ruh Sağlığını Bozan Etkenler Engellenme Kişinin ulaşmak istediği bir hedefe varmasının veya ihtiyaçlarının karşılanmasının engellenmesi durumunda yaşadığı olumsuz duygudur. Yaşamda karşılaşılan engeller üç kategoriye ayrılır:
Hayal Kırıklığı Bu durumda kişiler engellenmişlik duygusunu çok şiddetli yaşar. Çatışma Bu, aynı zamanda ulaşılması imkânsız olan iki güdüden birini seçememenin verdiği kararsızlık halinin yansımasıdır. Güdülerin çatışması olduğunda, bir güdünün doyumu diğerini engeller. Bu yüzden çatışma, engellenmeye sebep olan bir etkendir. Çatışma hali üç farklı şekilde görülmektedir:
Kaygı Kişilerin yaşadığı korku, sıkıntı, üzüntü, başarısızlık gibi duyguların kaynağı bilinmeden uzun süre yaşanması kaygıdan kaynaklanır. Kaygı, kişiye verilen desteğin ortadan kalkması, olumsuz bir sonuç beklemek, düşünceler ve davranışlar arasında çelişki olması, gelecekte olacaklar hakkında bilgi sahibi olamamak gibi nedenlerden ortaya çıkar. Kaygının belli bir seviyede olması öğrenmeyi olumlu olarak etkilerken, yüksek düzeydeki kaygı öğrenmeyi olumsuz etkiler. Stres Bedenin uyumunu bozacak her türlü iç ve dış etkilerdir. Bazı kişilik yapıları strese daha fazla yatkın olur. Bu kişilerin özellikleri arasında kaygılı olma, kişinin kendine ve başkalarına güven duymaması, duygu ve düşünceleri denetleme, başarı güdüsünün fazla olması gibi etkenlerdir. Ruh Sağlığını Korumak İçin Kullanılan Savunma Mekanizmaları Engellenme, kaygı, çatışma ve hayal kırıklığı, kişinin ruh sağlığını olumsuz olarak etkileyen durumlardır. Fakat kişiler ruh sağlıklarını korumak için farkında olmadan bazı savunma mekanizmaları kullanırlar. Bu mekanizmalar kaygıyı azaltıcı etki yapar. Kaygılardan bilinçli olarak uzaklaşmak için, bunun farkına varmak ve kabul etmek gerekir. Kaygı veren durumdan uzaklaşarak, üzerinde düşünülmelidir. Kaygıların abartılmadan giderilmesi amaçlanmalıdır. Savunma mekanizmalarını kullanan kişiler, davranışlarının gerçek işlevini bilmezler. Bu nedenle savunma mekanizmaları bilinçsiz davranış olarak kabul edilir. Bunlar gerçekliği farklı algılamaya neden olur ve kaygıyı geçici olarak azaltırlar. Aslında bunları herkes kullanır fakat aşırı kullanımları, kişilerin ruh sağlığının bozulmasına neden olur. Bu savunma mekanizmaları arasında en fazla kullanılanlar akla uydurma, bahane bulma, yansıtma, baskı, yüceltme, ödün verme, hayal kurma, inkâr etme, şakaya vurma gibi eylemlerdir. Ruh sağlığının korunması için öncelikle kişinin kendini tanıması gerekir. Yaşayacağı olumlu ve olumsuz duyguları bilmesi, çatışma ve gerilimlerden uzak durmasına yardımcı olur. Ayrıca çevresinde olan farklı görüşlere anlayışla yaklaşmak ve hoşgörülü olmak gerekir. Hoşgörüden yoksun bir toplumda, ruh sağlığının korunması beklenmemelidir. Kişinin yeteneklerini ve özelliklerini bilmesi, kendini yönlendirmesi ve daha verimli yaşaması gerekir. Gelecekle ilgili planlar yetenekler doğrultusunda yapılmalı, zorlukları aşmak için ne yapılması gerektiği öğrenilmelidir. Kendini dinlendirmek, her ortama uyum sağlayabilmek önemlidir. Ruh sağlığını korumak için çevreden destek alınmalı, aile bireylerinden öğretmenlere kadar iş birliği içinde olunmalıdır. Gerektiğinde psikolojik destek alınmalıdır. |