Çekingen Kişilik Bozukluğu, bu kişilik bozukluğunu yaşayan bireyler uzun yıllar boyunca edindikleri deneyimlerle yetersizlik duygusuna sahip olurlar. Bu kişiler, başkalarının düşüncelerine karşı oldukça duyarlı olurlar. Bu durum, kişinin kendi sosyal yaşamına bazı kısıtlamalar getirmesine ve kendini beceriksiz hissetmesine yol açar. Bu kısıtlılık ve yetersizlik sebebiyle çekingen kişilik bozukluğu olan bireyler, meslek yaşamında olsun, okul yaşamında olsun her alanda sosyalleşme gerektiren faaliyetlerden kaçınma davranışına girerler. Karşılarındaki kişilerin yüz ifadelerini ve hareketlerini dikkatlice değerlendirirler. Bu şekilde tavır sergilemeleri çevresi tarafından alay konusu haline gelmelerine sebep olur. Bu durumda kişinin kendi endişelerini doğrular bir sebep haline getirebilir. Gelen eleştirilere ağlama ya da yüz kızarması gibi tepki verme konusunda endişe içinde olurlar. Karşı taraf açısından korkak, utangaç, soyutlanmış olarak adlandırılırlar. Bu kişilik bozukluğunun neden olduğu asıl sorun sosyal ve iş faaliyetlerinde yaşanır. Kişilerde düşük özgüven ve reddedilme tepkilerine karşı geliştirilen aşırı duyarlılık, ikili ilişkilerde sınırlamalar getirebilir. Zamanla kendilerini krizden kurtarmak için soyutlarlar, ancak bu konuda yeterli sosyal destek ağına sahip olmazlar. Çevresinden şefkat ve kabul görme isteği, istedikleri ideal ikili ilişkilerde aradıkları kıstaslardır. Kaçınma isteği iş hayatında önemli olabilir, çünkü bu kişiler sosyal durumlardan kaçma çabası içine girerler. Üstlendikleri işlerde taleplerin karşılanmaması ve ilerleme açısından olumsuzluklar yaşanmasına sebep olabilir. Çekingen Kişilik Bozukluğunun Belirtileri Çekingen Kişilik Bozukluğu, uzun süren yetersizlik duygusunun yaşanması, diğer kişilerin kendi düşünceleri hakkında aşırı hassasiyet gösterilmesi ve sosyal ketleme ile karakterizedir. Erken yetişkinlik döneminde kendini gösteren rahatsızlık, aşağıdaki belirtilerin çoğunu içerir:
Diğer kişilik bozukluklarında olduğu gibi hastalara teşhis koyabilmek için, kişilerin en az 18 yaşında olması gerekir. Çoğunlukla yaşla birlikte bozukluğun şiddeti azalır. Çoğu kişi bu bozukluğun en uç belirtilerini 40-50'li yaşlarda yaşamaktadır. Çekingen Kişilik Bozukluğu Nasıl Teşhis Edilir? Bu tür kişilik bozukluklarının tanısı genellikle psikolog, psikiyatrist gibi ruh sağlığı uzmanları tarafından koyulur. Başka bir tıp dalına başvuran hastaların buralara yönlendirilmesi gerekir. Rahatsızlığın teşhisi için herhangi bir test bulunmamaktadır. Bu soruna sahip olan bireyler genellikle tedavi arayışına girmezler. Önlerine ciddi bir engel gelmedikçe ve yaşam standartları bozulmadıkça tedaviye ihtiyaç duymazlar. Kişilerin stresle başa çıkma kaynakları tükendikçe ya da yaşamda karşılaştıkları olaylar nedeniyle bu sorunu yaşarlar. Kişinin hayat öyküsü ve semptomlar değerlendirilerek, çekingen kişilik bozukluğu tanısı konulur. Çekingen Kişilik Bozukluğu Tedavisi Nasıl Yapılır? Bu rahatsızlığın tedavisi, bu konuda deneyimli bir terapist ile yapılacak uzun vadeli psikoterapi süreci içinde gerçekleştirilir. Yaşanan belirtilerin azaltılması ve rahatsızlığın üstesinden gelmek için ilaç tedavisi de uygulanabilir. Çekingen Kişilik Bozukluğu ile Görülen Rahatsızlıklar
Bu rahatsızlık toplumda %0,5-1 oranında görülür. Çocukluk döneminde utangaç, başkalarının arasına çıkmayan, yeniliklerden endişe duyan, oyunlara girmekten çekinen ya da pasif çocuklarda daha fazla görülür. Bu etkiler yıllar sonra belirgin hale gelebilir. |
Şehid
03 Ağustos 2024 CumartesiBen de sürekli başkalarının hakkımda ne düşündüğü konusunda endişe duyuyorum ve bu yüzden sosyal ortamlardan kaçınıyorum, acaba çekingen kişilik bozukluğum mu var?
Cevap yazAdmin
03 Ağustos 2024 CumartesiŞehid, bu konuda endişe duyman tamamen normal ve insan doğasının bir parçası. Bazen başkalarının hakkımızda ne düşündüğünü fazla önemsemek sosyal anksiyete ya da çekingen kişilik bozukluğının bir belirtisi olabilir. Ancak, bu teşhisi koymak için bir uzmana danışman gereklidir.
Bir Kaç Öneri:
1. Küçük Adımlar: Sosyal ortamlarda küçük adımlarla başlamak, endişelerini azaltabilir.
2. Farkındalık: Başkalarının ne düşündüğünden ziyade, senin ne hissettiğine odaklan.
3. Profesyonel Destek: Bir psikolog ya da terapiste başvurarak profesyonel destek alabilirsin.
Kendine karşı daha nazik ol ve unutma ki herkesin zaman zaman benzer endişeleri olabilir.