Anksiyete, bireylerde hem fiziksel hem de psikolojik belirtilerle ortaya çıkabilir. Yoğun kaygı altında olan hastalar, çeşitli düşünceler geliştirir ve bu durum fiziksel belirtilerin görülmesine neden olur. Sürekli olarak kaygı duyma, kaslarda gerginliğe yol açar. Bu gerginlik, bedensel şikayetlerin ortaya çıkmasına sebep olur. Anksiyete belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

Yaşanan kaygı durumuna bağlı olarak hastalarda panik ataklar da görülebilir. Gündelik yaşamda yaşanan bu kaygı hali, sosyal ilişkileri olumsuz etkileyebilir ve aile bireylerinde bıkkınlık yaratabilir. Üzüntü ve endişe, hastaların çoğunda gözlemlenebilir ve bu durum günlük işlerin yapılmasını zorlaştırır.

Anksiyete hastalarında, aşağıdaki belirtilerin en az 6 ay boyunca her gün ortaya çıkması halinde teşhisin konulması mümkündür:

Anksiyete rahatsızlığı genellikle erken yaşlarda başlar. Otuzlu yaşlardan sonra yaşanan bir olay sonrasında da anksiyete ortaya çıkabilir. Yaşlılık döneminde ise kaygı bozuklukları daha sık görülür. Anksiyete, başka ruhsal hastalıklarla birlikte de yaşanabilir. Bunlar arasında sosyal fobi, majör depresyon, alkol ve madde kullanımına bağlı bozukluklar, panik bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu ve depresyon sayılabilir.

Anksiyete, bireylerin yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşürebilir. Bu nedenle, erken tanı ve tedavi büyük önem taşır. Anksiyete tedavisinde genellikle terapi ve ilaç tedavileri birlikte kullanılır. Özellikle bilişsel davranışçı terapi (BDT), anksiyetenin yönetilmesinde oldukça etkilidir. İlaç tedavisi ise, doktor gözetiminde ve gerektiğinde uygulanmalıdır. Ayrıca, düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve yeterli uyku da anksiyete belirtilerini hafifletmede yardımcı olabilir.